26 Ekim 2007 Cuma

ELLİSİNDE ARICILIĞA BAŞLAMA


29 yıl sınıf öğretmenliği yaptım.2004 yılının eylül ayında emekli oldum.
Çok arkadaş emekli olunca kendilerini boşlukta hissettiklerini söylüyorlardı.Ben böyle bir şey yaşamadım.Aksine kendimi daha özgür hissettim.2005 yılının mayıs ayında 10 çerçevelik bir kovan aldım.Kovanı eşimin çalıştığı kurumun bahçesine yerleştirdim.Yaklaşık bir ay sonra hiç tanımadığım birinin ilgisini çekmiş.arıya bakmak istedi.Birlikte sandığı açıp baktık.Arının kalabalık olduğunu bölünmesi gerektiğini söyledi.Arıyı aldığım kişi bir tanede boş sandık vermişti. Ben bu boş sandığı hazırladım.Arıdan anladığını söyleyen tanımadığım kişi, bölme işini yaptı.Böldüğümüz sandığı yaklaşık 40 metre uzağa taşıdık.Bölme işini yapan yabancı gitti.
1994 yılında arıcılık belgesi aldım ama arıların yanına gitmeye çekiniyorum.Arılardan korkuyorum.Maskeme arı konsa beni sokacak diye korkuyorum.Çünkü uygulamalı kurs yapmadık.Kurs sadece kulağa hitap etti.Benim gibi arıdan korkanlara hiç kovan görmeyenlere kursların yararı olmaz.Kurs açan kurumlar ve kişiler,kursları uygulamalı olarak vermeli.Kursa katılanlarında en az bir kovanı olmalı ki öğrendiklerini kendi kovanlarında uygulasın.
Tanıdık arıcıların bilgilerinden yararlanmaya başladım.Arıcılık konusunda benden yardımlarını esirgemeyen MUSTAFA SOYLU adlı arkadaşla ana kontrolü yaptık.Anayı 2. sandıkta bulduk.1. sandık anasız kaldı.Ana kontrolü yapan arkadaş 1. sandıkta günlük yumurta göremediğini söyledi.Sonraki bakımlarımızda günlük yumurta olmadığından kafesle ana verdik.Ana yumurtlamaya başladı.Artık iki tane kovanım oldu.Arımın iki sandık olmasına çok seviniyorum.Arılarımı çoğaltmak istiyorum.Bu isteğimi Mustafa arkadaşa söyledim.
Mustafa arkadaş 5 adet boş sandık almama yardımcı oldu.Boş kovanlar nasıl dolacak?Mustafa Soylu’dan arı bulmasını istedim.Arılara sevdalandım.Devamlı arıların yanında kalmışım ki ben farkında değilim.Bir gün eşim “hava kararmasa arıların yanından ayrılacağın yok”dedi.Mustafa arkadaştan iki çerçevelik üç tane arı aldım.Arıların bir tanesi ana kaybettiğinden,yalancı ana yapmış.İki tane sağlam kaldı.2005 yılının Ağustos ayının son günüydü.Tepecik Kasabasında oturan Adem Uçar adlı bir arkadaşın arısı oğul vermiş.Adem,oğulun yerini tarif etti.Oğulun nasıl alındığını bilmediğimi söyledim.Yardımcı olacağını söyledi.Ben, kaç para alacağını sordum.Para almayacağını söyledi.Arının parasını sormamın nedeni,önceki aldığım arılardı.
Gerekli araç gereçleri hazırlayıp arılığa gittik.Oğul çok rahat bir yerdeydi.Boş sandığı oğulun bulunduğu ağaç dalının altına koyduk.Dalı hızlıca sandığın içine silkeledik.Bütün arılar sandığa girdikten sonra sandığı kapatıp,diğer arıların yanına götürdüm.Yaklaşık 4-5 çerçeve arı vardı.Acemilik burada ortaya çıktı.Hiç besleme yapmadan izine gittim.20 gün sonra dönünce arıların azaldığını gördüm.Sebebi besleme yapmadığımdanmış.Arıyı beslemeye başladık.İlk aldığım arıdan bölünen sandığa kat atmıştım.Kattan biraz bal aldım.Arıcılık konusunda araştırmalarım devam ediyordu.İnternette araştırmalar devam ederken bir çerçeve arının 10,00ytl ile15,00ytl arasında olduğunu öğrendim.Ama ben ikişer çerçevelik iki arıya çok büyük para vermişim.
Beş kovanım olduğu için çok seviniyordum.Edindiğim bilgiler doğrultusunda 2005 yılı sonbahar beslemelerini yaptım.2006 yılı ilkbahara kovan kaybı olmadan çıktım.Beslemelere devam ediyorum.2006 yılının19 nisanında saat 18 de arıların havada uçuştuğunu gördüm.Kovanların yanına yaklaşınca okuduğum yazılardaki oğul verme olayına benzer bir olayla karşılaştım.Anladımki benim kovanların biri oğul vermiş.Oğul küçük bir ağacın beline kondu.Oğulun nasıl alındığını anlatan belgeler yanımda idi.Önce yazıyı gözden geçirdim.Oğulu kovana yerleştirip,uzman kişilerin dediklerini yaptım.Böylece 6. kovanım oluştu.2006 yılında başka oğul çıkmadı.
Mayıs ayının sonlarında kovanların 4 tanesini,2006 yılının şubat ayında Mustafakemalpaşa’nın Hamidiye köyünden aldığım yere taşıdım.Bu yeri almamın nedeni, daha özgürce kendi yerimde arılarımla ilgilenmek.2006 yılının Ağustos ayında Tepecik’te bıraktığım iki kovandan biri yağmalanarak yok oldu.Bu sönen kovanın katından balda almıştım.Kovanın neden söndüğünü anlayamadım.Şimdiki bilgilerime göre benim acemiliğimden söndüğünü tahmin ediyorum.Hamidiye’deki kovanlarımdan da biraz bal aldım.Beş kovanla kışa girdim,bir kayıp vererek 4 kovanla 2007 yılına başladık.Hiç oğul almadan bahar geçiyordu.Arıların resimlerini çekip Halil BİLEN Bey’e göndermiştim.Halil Bey, kovanlardan birini bölmemi söyledi.Ben de bölmenin nasıl yapıldığını bilmediğimi,arıcılıkta acemi olduğumu Halil Bey’e anlattım.Halil Bey neler yapmam gerektiğini internette bana anlattı.Hatta anlattıklarını not aldım.Sabah kalkıp arılığa gittim.Araç gereçlerimi hazırlayıp bölme işine başladım.Bölme işini başardım ama anayı da yeni oluşan sandığa almışım.Arıcılık konusunda çok acemiyim Başkalarına da bir şey soramıyorum.Arıcılık yaptığımı söyleyince,bana diğer arıcılık yapanları soruyorlar.Tanımadığımı söyleyince,nasıl tanımadığımı soruyorlar.Bundan sonra bana arıcıları soranlara tanıdığımı söylerim.Arıcılığa başlayana kadar benim ilgi alanım eğitim-öğretimdi.Arıcılık belgesi almıştım ama ilgi alanımın dışı oluyordu.Şimdi ilgi alanım arıcılık ve meyvecilik.Bundan sonra arıcılık ve meyvecilik konularında sorulan sorulara yanıt verebilirim diye düşünüyorum..Bölme yapmaya devam ettim.Bölme konusunda Mustafa Soylu’nun çok yardımını gördüm.Birlikte bölmeleri yaptık.Bölmelere verilecek ana memesi ve anaları getirdi.Yedi tane yeni kovan oluştu.Bir kovanın anası uzun süre yumurtlamadı.Kovan yalancı anaya kaçtı.Bu kovanı dağıttım. Kızımın ünüversite kayıtları ile ilgilendiğimden arılığa gidip arılara bakamadım. 2007 yılı ekim ayının ilk haftası Yaklaşık 6 çerçeveli bir kovanım ana kaybetmiş ama beş tane ana memesi yapmış.Bundan sonra çıkan anaların işe yaramayacağını öğrendim.Akşamdan bilgisayarın başına oturup ana kaybetme olayını Halil Bey’e anlattım.Halil Bey kovandaki çerçeveleri diğer kovanlara dağıtmamı söyledi. Kovanın dağıtılmasını yapmak istemiyordum.Dağıtmadan bekliyordum.Ama arıcılık yapanlara soruyordum.Halil bey’in dayısı Enver Bey su almak için benim bahçeye geldi.Sohbet ediyorduk sohbetimiz koyulaştı arılardan konuşmaya başladık.Benim bir kovanımın ana kaybettiğini söyledim.Enver Bey “Bakalım kovanın durumu nasıl.”dedi.Ben hemen körüğü yaktım.Enver Bey’e giymesi için maskeyi uzattım.”Ben maske giymem.”dedi.Maskeyi ben giydim.Kovanı açtık.Enver Bey tek tek çerçevelere baktı.Ana kaybettiğini söyledi.Çerçeveleri zayıf kovanlara paylaştırmamı söyledi.”Kovan çok güçlü, yazık oldu”dedi.Arabasına doğru yöneldi, gidiyordu ki birden dönüp “Hocam sen onu dağıtma benden haber bekle” dedi.Enver Bey gitti.Yaklaşık bir saat sonra telefonum çaldı.Enver Bey arıyor.”Hocam bahçeden ayrılma ben hemen geliyorum”dedi telefonu kapattı.Biraz sonra Enver Bey elinde bir ana kafesiyle geldi.Ana memelerini temizleyip anayı kafesle kovana verdi.Dört gün sonra baktığımda ana kabul edilmiş,yumurtlamaya başlamış.Enver Bey’in sayesinde yok olmak üzere olan kovanı yok olmaktan kurtardık.
Halil Bey ile MSN de tanıştık.2007 yılının yazında Halil Bey dayısı Enver Bey ile birlikte beni bahçede ziyarete geldiler. Detaylı tanışmamız benim bahçede oldu.Daha sonraki günlerde Halil Bey bir gün beni aradı.”Sizi dayımın arılığına götüreyim.”dedi.Hazırlanıp şehir içine indim.Halil Bey ile buluşup Enver Bey’in arılığına gittik.Enver Bey yaklaşık 30 yıllık arıcı.Bize arılarla ilgili anılarını anlattı.
Halil Bey’e arıcılık dayısından bulaşmış.Ama bana nereden bulaştığını bilmiyorum.Benden torunuma bulaşacağa benziyor.
Mustafakemalpaşa’nın Hamidiye köyünden 2 dönüm tarla aldım.Tarlanın etrafını beton direkler dikerek telle çevirdim.Bu yere çeşitli meyve fidanları diktim.Küçük bir kulübe yaptım.Elektrik bağlattım.Bahçeyi sulamak için yer altından su çıkarttım.Kovanlarımı bahçeme yerleştirdim.Bahçemde çok mutluyum.
Yolu düşenleri bahçeme beklerim.

Hiç yorum yok: